Home / News / Assyrian news / Bilim insanlarý iþbaþýnda

Bilim insanlarý iþbaþýnda

Yýldýrým Türker

07/05/2007 (6824 kiþi okudu)

Ekranýmýza bolca profesör, bilim insaný dadandý. En muteber bulunan kimilerinin düþünce biçimleriyle tanýþtýkça hem Türkiye hem de bilim adýna kaygý duymamak mümkün deðil.
Her fikirden insanýn aklýný baþýna toplayýp tarihçilere havale ettiði Ermeni katliamý konusuna kendini adamýþlýðýna daha önceki çalýþmalarýndan tanýk olduðumuz Türk Tarih Kurumu Baþkaný Yusuf Halaçoðlu’nun son yiðitlik gösterisi de kof çýktý. Daha önce TTK ile Ermeni tarihçi Ara Sarafyan, Harput Ermenileri üzerine araþtýrma yapmak üzere sözleþmiþ, ancak Halaçoðlu’nun 1915 yýlý Harput’una ait belgeler bulunmadýðýný açýklamasýyla çalýþma daha baþlamadan sona ermiþti.
Geçtiðimiz ekim ayýnda Gündem gazetesinde Nusaybin’in Kuru (Xirebaba) köyünde köylüler tarafýndan bulunan toplu mezardan fotograflar yayýmlandý. Pek çok kafatasý ve kemik fotoðraflarý. Mezar yeri için kazýlan araziden geniþ odalý bir maðara, maðaradan birçok kemik çýkmýþtý. Ýsveç’te ‘soykýrým uzmaný’ olarak görev yapan Prof. David Gaunt, mezarýn 1915 ve sonrasýnda katledilmiþ Ermeni ve Süryanilere ait olabileceðini iddia etti. Ýddianýn Ýsveç Parlamentosu’na taþýnmasý üzerine Halaçoðlu, hodri meydaný çekip Gaunt’a ortak araþtýrma önerisinde bulundu. Önceki gün ilk araþtýrma yapýldý.
Ýsveç’ten kalkýp gelen profesör Gaunt’u sevimsiz bir sürpriz bekliyordu. Nitekim on beþ dakika süren ‘saha çalýþmasý’nýn ardýndan durumun ‘bilimsel açýdan bir kâbus’ olduðunu söyleyecekti. Gaunt, saðanak yaðmur altýnda maðaraya inildiðini ve gördükleri karþýsýnda þaþkýnlýða uðradýðýný anlatýyordu: “Mezara indiðimizde daha önce fotoðraflarda görülen iskeletler ve kafataslarý yoktu. Birkaç kemik parçasý dýþýnda mezar boþtu. Bütün yolu, içinde neredeyse hiç iskelet olmayan bir mezara atlamak için mi geldim?.. Üstelik iskeletlerin olmadýðýna bir tek ben þaþýrdým. Diðer profesörler, kaymakam, arkeolog gayet mutlulardý. ‘Nerede iskeletler?’ demediler. Yaðan yaðmurun suyuyla kemiklerin topraðýn altýna gömülmüþ olabileceðini söylediler ama kazýp çýkarma giriþiminde bulunmadýlar. Demek ki orada bir þey olmadýðýný onlar da biliyorlardý Hiçbir koþul bilimsel çalýþma yapmaya uygun deðildi, bilimsel açýdan kâbus gibiydi.”
Geçtiðimiz ekim ayýnda mezarýn ilk halinin fotoðrafýný çeken Dicle Haber Ajansý muhabiri Bergüzar Oruç, mezara ilk geldiðinde kemiklerin, iskeletlerin ve 50’ye yakýn kafatasýnýn sayýlabildiðini söylüyor. Þimdi ise sadece birkaç kemik kaldýðýný teyit ediyor.
Bu arada Halaçoðlu, mezarýn Roma döneminden kalma olduðu iddiasýnda ýsrarlýydý. Her fýrsatta bu görüþünü tekrarlýyor, “Antropologlara, Adli Týp uzmanýna, savcýya falan gerek yok; iþte gittik gördük, örnek aldýk, bunlar Roma kalýntýlarýdýr” diyordu. Gaunt’a göreyse durum farklýydý: “Mezar Romalýlardan kalmýþ olabilir ama Romalýlar ölülerini çok daha özenli gömüyorlardý. Fotoðraftaki iskeletler daðýnýk bir þekilde duruyordu. Romalýlar o þekilde gömmüyorlardý ölülerini. Ayrýca biliyoruz ki, I. Dünya Savaþý sýrasýnda yaþanan olaylarda cesetleri kuyulara, maðaralara atýyorlardý. Mezar mekâný Romalýlara ait olsa bile, kemiklerin kime ait olduðu hâlâ belli deðil. Kimdi o insanlar?”
Halaçoðlu, “Yaðmurla içeriye yarým metre su dolmuþ, biraz da toz toprak girmiþ ve kemiklerin üzeri örtülmüþ,” diyor. Ona kalýrsa araþtýrma, maðara Roma dönemine ait olduðu için son buldu. “Dedim ki, parça ister misiniz, topraktan analiz yapacak mýsýnýz? Yok dediler. Çünkü kemikler Roma dönemine aitti. Eline kazmayý da verdik, küreði de. Bakmadý bile.” David Gaunt yanýtlýyor: “Topraðý kazýp örnek alabileceðimi, bazý küçük kemikleri alabileceðimi söylediler. Bunun bilimsel çalýþma için yeterli olmayacaðýný, normal bilimsel prosedürü takip edip etmediðimizden emin olmadýðýmý söyledim.”
Radikal’de konuyla ilgili haberi hazýrlayan Ýsmail Saymaz, haberine Mardin Süryanisi Sait Yýldýz’ýn dediklerini de eklemiþ. Yýldýz üzgünmüþ. Ama bu topraklarda yaþayan bir doðal zanlý olarak herhalde þaþýrmamýþtýr. Þöyle demiþ: “Gelmeden önce mezarýn temizlendiðini duymuþtuk. Ama bu kadarýný tahmin etmedik.”
TTK (Tarih Tahrip Kurumu) Baþkaný Halaçoðlu, Cumhuriyetini seven mutlu bir Türk. Yani bir Mutlu Türk Bilim Ýnsaný.

O kadar olsa
Bir baþka deðerli Profesörümüzle de artýk yakýndan tanýþýyoruz. Profesör Doktor Necla Arat, son ‘laik þahlanýþ’ mitinglerinin düzenleyicilerinden, militan ruhlu bir bilim insaný.
Geçen gün ekranlarda gururlu bir panelist olarak yerini almýþtý. Karþýsýndaki düþman güçlerin askeri muhtýras konusundaki kaygý ve eleþtirilerini içtenlikle anlamýyordu. Münazarasýný üstüne kurduðu ‘fikir’ þuydu: ‘Mühendisler, iþadamlarý, aydýnlar, siyasetçiler fikirlerini söyleyebiliyor da askerler neden vatandaþ olarak fikirlerini belirtmesin? Onlarýn fikirlerini belirtmesinden neden rahatsýz oluyorsunuz?’ Askerin hassas vatandaþ olarak portresini demokrasi mücadelesi diliyle çizebilmek hanýmefendi gibi yüksek rütbeli bir sosyal bilimcinin demokrasi tanýmýna deðerli bir katkýsý olarak geçmeyecek literatüre. Askerin fikir ve taraf belirtmesinin silah çekmek anlamýna geleceðini, silahlý olanýn malumat deðil ancak talimat vereceðini, kaldý ki arkasýnda onca darbe olan askerin aðzýný hayra açmayacaðýný bu rütbeli bilim insanýna kim öðretecek?
Cumhuriyeti konusunda son derece hassas ve kýskanç olan Arat, ayný hassasiyeti demokrasiden esirgediði gibi karþýsýndakilerden de esirgemekte bir beis görmüyordu. Sözgelimi idam edilmiþ babasýnýn resmi önünde oturmuþ olarak programa baðlanan Aydýn Menderes’in yüzüne karþý 60 darbesini savunuyor, darbeler içinde bir darbe bilirim edasýndan hiç taviz vermiyordu. Bu demokrasi uzmaný sosyal bilimciye göre darbenin iyisi de kötüsü olurdu.
Arat’ýn askerinin apoletinden toz aldýrmayan tavrý yeni deðildi elbet. kendilerini bundan 4 yýl önceki kahramanlýk performansýndan hatýrlýyoruz.
2002 yýlýnda Almanya Köln’de bir panele konuþmacý olarak katýlan Avukat Eren Keskin’in söyledikleri üzerine Hürriyet gazetesi bir haber yapmýþ, ayný panele konuþmacý olarak katýlan Necla Arat’ýn da görüþlerine yer vermiþti. Keskin panelde ordu-siyaset iliþkisinden söz etmiþ, gözaltýnda tecavüzlerde, tecavüz eden asker sayýsýnýn polis sayýsýndan fazla olduðunu ama Türkiye’de ordunun bir tabu olduðundan þikâyet edilemediðini anlatmýþtý. Arat, duruma müdahale ediyor, askerine ‘tecavüzcü’ diyen avukatý milletine ve gerekli mercilere þikâyet ediyordu.
Bu haber ve demeç üzerine, Genelkurmay Baþkanlýðý Baðcýlar Cumhuriyet Savcýlýðý’na suç duyurusunda bulundu.
2003 yýlýnýn þubat ayýnda yapýlan duruþmaya Prof. Dr. Necla Arat tanýk olarak, Av. Eren Keskin de sanýk olarak katýldýlar. Arat’ýn sözlerine dayanarak hazýrlanan iddianamede Eren Keskin’in Türk ordusuna tecavüzcü dediði belirtiliyordu.
Arat orada da gururluydu. “Ben de düþünce özgürlüðünden yanayým.
Onun Köln’deki toplantýda kiþisel düþüncelerini açýklamasý hakkýdýr. Ancak, Türk devleti ve ülke bütünlüðü açýsýndan zarar veren ve Türkiye’nin zararýna söylemleri karþýsýnda bilinçli bir vatandaþlýk davranýþý þeklinde bir tepki verdim. Bosna’daki tecavüzleri bütün dünya biliyor.
Burada bir-iki münferit olay yaþanmýþsa bile, bunlarýn belgesi yok” diyordu. Arat, Eren Keskin’in sorusunu da yanýtlýyordu: “Almanya’dan döndükten iki-üç gün sonra bana telefon edildi, Genelkurmay Baþkaný’nýn benimle görüþmek istediði söylendi. Kendisi bana nezaketle, tepki ve duyarlýlýðým için silahlý kuvvetler adýna teþekkür etti. Gazetede çýkan haberler üzerine beni aradýðýný söyledi. Genelkurmay Baþkaný dýþýnda pek çok vatandaþ aradý ve teþekkür etti.” Av. Eren Keskin savunmasýnda, þimdiye kadar söylediklerinin hep arkasýnda durduðunu, söylediklerinden ceza almaktan korkmadýðýný belirtiyor ve karþýsýndaki bilim insanýna, bilim adýna da vazgeçilmez olan þu dersi veriyordu: “Ýnsan haklarý savunuculuðunun milliyeti olmaz. Ben insan haklarý adýna bir þey söylüyorsam, kimin rencide olacaðýyla ilgilenmem.”
Yerim yetse daha kimler var anlatacak. Þu kadarýný söyleyerek bitireyim.
Türk bilim insanlarýmýz teyakkuzda. Çocuðum yüksekokullar okusun, bilim insaný olsun diye çýrpýnýrken bir daha düþünün. Hem askeri okullar parasýz.

Check Also

The Assyrian Democratic Organization condemns the Syrian regime’s attacks on Daraa Governorate

31-07-2021 At a time when the country is experiencing an unprecedented crisis economic, services, and …

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *